Neden birçok düşük noktadan çıkan insan sessizleşti
Bu, gerçekten ruhsal yaralanmaları deneyimlemiş ve yeniden doğmuş olanların, bedenleri karanlıktan çıkmış olsa da, hayatın en karanlık anlarıyla ilgili düşünceleri ve değerlerin yeniden şekillenmesini içlerine saklamalarıdır. Artık kimseye merhamet dilemek istemezler; düşük noktada mücadele etmiş, çevreleri soğuk bakışlarla çevrilmiş, yardım istemekten vazgeçmişlerdir; sanki dünyadan terk edilmiş gibidirler.
Bu deneyim, eskiden saf veya uysal olanların, toplumun karmaşık ve acımasız yönlerini derinden anlamalarına neden olmuştur. Zorluklardan kurtulduktan sonra, yaşamla daha gerçekçi ve soğukkanlı bir tutumla yaklaşmayı öğrenmişlerdir. İşlerde verimlilik ön plandadır, para kazanmak doğrudan hedef olmuştur. Duygular ise dikkatle sarılmış, gerçek benliklerini kolayca göstermez hale gelmişlerdir. Yavaş yavaş, başarısızlık anındaki hayıflanmaların kimse tarafından dinlenmediğini, başarıda ise tevazuyu korumanın ve gereksiz sorunlardan kaçınmanın önemini anlamışlardır.
Eski zamanlarda söylenen gibi, "İşler yolunda gitmediğinde, kendine bak" sözünü benimsemişlerdir. Artık dışarıdan teselli veya bağımlılık aramayı bırakmış, sorunların anahtarını kendi ellerinde tutmayı öğrenmişlerdir. Bu nedenle, gerçekten düşük noktadan çıkıp güçlü hale geldiklerinde, o sessizlik sadece sözlerin azalmasından değil, aynı zamanda iç dünyalarının köklü değişiminden kaynaklanır.
Artık anlamsız sosyal ilişkilerden uzak durur, iç huzurunu ve kendini geliştirmeyi daha çok değerli bulurlar. Çok şey görüp geçirmiş, hayatın iniş çıkışlarını yaşamış olanlar, kendiliğinden bir uyanış durumu yakalamışlardır. Kendilerini geliştirmeye odaklanır, içten gelen güç ve huzurun tadını çıkarırlar.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Neden birçok düşük noktadan çıkan insan sessizleşti
Bu, gerçekten ruhsal yaralanmaları deneyimlemiş ve yeniden doğmuş olanların, bedenleri karanlıktan çıkmış olsa da, hayatın en karanlık anlarıyla ilgili düşünceleri ve değerlerin yeniden şekillenmesini içlerine saklamalarıdır. Artık kimseye merhamet dilemek istemezler; düşük noktada mücadele etmiş, çevreleri soğuk bakışlarla çevrilmiş, yardım istemekten vazgeçmişlerdir; sanki dünyadan terk edilmiş gibidirler.
Bu deneyim, eskiden saf veya uysal olanların, toplumun karmaşık ve acımasız yönlerini derinden anlamalarına neden olmuştur. Zorluklardan kurtulduktan sonra, yaşamla daha gerçekçi ve soğukkanlı bir tutumla yaklaşmayı öğrenmişlerdir. İşlerde verimlilik ön plandadır, para kazanmak doğrudan hedef olmuştur. Duygular ise dikkatle sarılmış, gerçek benliklerini kolayca göstermez hale gelmişlerdir. Yavaş yavaş, başarısızlık anındaki hayıflanmaların kimse tarafından dinlenmediğini, başarıda ise tevazuyu korumanın ve gereksiz sorunlardan kaçınmanın önemini anlamışlardır.
Eski zamanlarda söylenen gibi, "İşler yolunda gitmediğinde, kendine bak" sözünü benimsemişlerdir. Artık dışarıdan teselli veya bağımlılık aramayı bırakmış, sorunların anahtarını kendi ellerinde tutmayı öğrenmişlerdir. Bu nedenle, gerçekten düşük noktadan çıkıp güçlü hale geldiklerinde, o sessizlik sadece sözlerin azalmasından değil, aynı zamanda iç dünyalarının köklü değişiminden kaynaklanır.
Artık anlamsız sosyal ilişkilerden uzak durur, iç huzurunu ve kendini geliştirmeyi daha çok değerli bulurlar. Çok şey görüp geçirmiş, hayatın iniş çıkışlarını yaşamış olanlar, kendiliğinden bir uyanış durumu yakalamışlardır. Kendilerini geliştirmeye odaklanır, içten gelen güç ve huzurun tadını çıkarırlar.