#美国政府经济政策 Amerika Birleşik Devletleri ekonomi politikalarının tarihine baktığımızda, tanıdık bir sahne yeniden sahneye çıkıyor. Trump yönetiminin gümrük tarifesi politikası, ticaret dengesizliğini çözmek için bir çare olarak görülmüştü, ancak şimdi ciddi bir sınamayla karşı karşıya.
Tarihsel deneyimlere bakıldığında, ticaret korumacılığının genellikle iki ucu keskin bir kılıç olduğu görülmektedir. 1930'lu yıllarda Smoot-Hawley Tarife Yasası, Amerikan sanayisini koruyabileceği düşünülerek kabul edilmişti, ancak sonuç olarak Büyük Buhran'ı daha da derinleştirmiştir. Şimdi Trump, tarifelerin bir kısmının Amerikan tüketicileri tarafından karşılandığını kabul ediyor; bu değişim düşündürücü.
Ekonomi politikalarının oluşturulması asla basit bir doğru-yanlış meselesi olmamıştır. Her dönemin kendine özgü özellikleri vardır, ancak tarih her zaman şaşırtıcı bir şekilde benzerdir. Mevcut durum, küreselleşme çağında tek yanlı politikaların beklenen sonuçları elde etmesinin zor olduğunu hatırlatıyor.
Yüksek Mahkeme'nin gümrük yetkisine yönelik sorgulaması, 1935'te Roosevelt'in Yeni Düzeni'ne yapılan anayasaya aykırılık kararını hatırlatıyor. Tarih bize, politika yapıcıların hukuki çerçeve içinde hareket etmeleri ve aynı zamanda çağın değişikliklerine uyum sağlamaları gerektiğini öğretir.
Geleceğe bakıldığında, "B planı" ne olursa olsun, iç menfaatler ile uluslararası ilişkileri dengelemenin sürekli bir zorluk olacağı açıktır. Tarihin dersleri, açık işbirliğinin genellikle daha fazla fırsat getirdiğini göstermektedir. Umarım karar vericiler geçmişten ders alarak, ekonominin uzun süreli istikrarı için daha iyi yollar bulabilirler.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
#美国政府经济政策 Amerika Birleşik Devletleri ekonomi politikalarının tarihine baktığımızda, tanıdık bir sahne yeniden sahneye çıkıyor. Trump yönetiminin gümrük tarifesi politikası, ticaret dengesizliğini çözmek için bir çare olarak görülmüştü, ancak şimdi ciddi bir sınamayla karşı karşıya.
Tarihsel deneyimlere bakıldığında, ticaret korumacılığının genellikle iki ucu keskin bir kılıç olduğu görülmektedir. 1930'lu yıllarda Smoot-Hawley Tarife Yasası, Amerikan sanayisini koruyabileceği düşünülerek kabul edilmişti, ancak sonuç olarak Büyük Buhran'ı daha da derinleştirmiştir. Şimdi Trump, tarifelerin bir kısmının Amerikan tüketicileri tarafından karşılandığını kabul ediyor; bu değişim düşündürücü.
Ekonomi politikalarının oluşturulması asla basit bir doğru-yanlış meselesi olmamıştır. Her dönemin kendine özgü özellikleri vardır, ancak tarih her zaman şaşırtıcı bir şekilde benzerdir. Mevcut durum, küreselleşme çağında tek yanlı politikaların beklenen sonuçları elde etmesinin zor olduğunu hatırlatıyor.
Yüksek Mahkeme'nin gümrük yetkisine yönelik sorgulaması, 1935'te Roosevelt'in Yeni Düzeni'ne yapılan anayasaya aykırılık kararını hatırlatıyor. Tarih bize, politika yapıcıların hukuki çerçeve içinde hareket etmeleri ve aynı zamanda çağın değişikliklerine uyum sağlamaları gerektiğini öğretir.
Geleceğe bakıldığında, "B planı" ne olursa olsun, iç menfaatler ile uluslararası ilişkileri dengelemenin sürekli bir zorluk olacağı açıktır. Tarihin dersleri, açık işbirliğinin genellikle daha fazla fırsat getirdiğini göstermektedir. Umarım karar vericiler geçmişten ders alarak, ekonominin uzun süreli istikrarı için daha iyi yollar bulabilirler.