Son zamanlarda iki olay kripto piyasasında yoğun tartışmalara yol açtı.
Öncelikle Bitcoin tarafına bakalım. MicroStrategy CEO'su Saylor, çarpıcı bir karar aldı - 17,000 BTC'lik özel anahtarı yok etti. Mevcut fiyat üzerinden bu varlık yaklaşık 1.5 milyar dolar değerinde. Sadece bir cümle bıraktı: "Bu benim mirasım." Özel anahtar bir kez yok edildiğinde, bu Bitcoin'ler kalıcı olarak kilitlenecek ve dolaşıma giremeyecek. BTC'nin toplam arzının yalnızca 21 milyon adet olduğu düşünüldüğünde, dolaşımı azaltma girişimi esasen Bitcoin'in kıtlığını güçlendirmektedir. Coin sahipleri arasında bazıları onu "Satoshi Nakamoto'nun ikinci nesli" ile karşılaştırıyor, çünkü bu aşırı eylem merkeziyetsiz varlıkların nihai inancını doğrudan yansıtmaktadır.
Diğer taraftan, Trump videoda Fed başkanının seçilme mantığını açıkça ortaya koydu: "Kim faiz indirimine söz verirse, o koltuğu kapar." Bu sözler hızla tartışma yarattı. Görev süresine bakıldığında, Fed'e kamuoyunda baskı yaptığı ve hatta o dönemdeki başkan Powell'ı açıkça eleştirdiği görülüyor; uyum göstermeyen yöneticileri görevden alma girişiminde bile bulundu. Bu tür eylemler, sözde "merkez bankası bağımsızlığını" oldukça zor bir duruma soktu. Fed, ekonomik verilere dayanarak bağımsız bir para politikası belirlemeliydi ama gerçeklikte siyasi faktörlerin etkisi giderek göz ardı edilemez hale geliyor.
Görünüşte, bu iki durumun hiçbir bağlantısı yok. Ancak her ikisi de geleneksel finansal sistemin temel mantığını sorguluyor. Saylor'un özel anahtarları yok etmesi, şifrelemenin herhangi bir merkezi otoriteden bağımsız bir deflasyon modelini sergilediğini gösteriyor; Trump'ın açıklaması ise geleneksel merkez bankalarının siyasi baskı altında ne kadar uzlaşabileceğini ortaya koydu. Tüccarlar, artık Fed politikalarını tahmin etmenin ve Beyaz Saray dinamiklerini analiz etmenin, ekonomik verileri incelemekten daha faydalı olabileceği konusunda şaka bile yapıyorlar.
Karşılaştırıldığında, BTC, ETH ve XRP'nin piyasa performanslarının arkasında, yatırımcıların iki finansal sistemin yeniden değerlendirilmesi yatıyor. Fed'in politika bağımsızlığı sorgulanırken, şifreleme piyasası kendisinin manipülasyona karşı dayanıklılığını aşırı bir şekilde kanıtlıyor. Geleneksel finans ile merkeziyetsiz varlıklar arasındaki mücadele giderek daha belirgin hale geliyor.
Son bir soru: Powell bir sonraki konuşmasında, öncelikle FOMC tutanaklarına mı yoksa Beyaz Saray'ın son açıklamalarına mı odaklanacaksınız?
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Son zamanlarda iki olay kripto piyasasında yoğun tartışmalara yol açtı.
Öncelikle Bitcoin tarafına bakalım. MicroStrategy CEO'su Saylor, çarpıcı bir karar aldı - 17,000 BTC'lik özel anahtarı yok etti. Mevcut fiyat üzerinden bu varlık yaklaşık 1.5 milyar dolar değerinde. Sadece bir cümle bıraktı: "Bu benim mirasım." Özel anahtar bir kez yok edildiğinde, bu Bitcoin'ler kalıcı olarak kilitlenecek ve dolaşıma giremeyecek. BTC'nin toplam arzının yalnızca 21 milyon adet olduğu düşünüldüğünde, dolaşımı azaltma girişimi esasen Bitcoin'in kıtlığını güçlendirmektedir. Coin sahipleri arasında bazıları onu "Satoshi Nakamoto'nun ikinci nesli" ile karşılaştırıyor, çünkü bu aşırı eylem merkeziyetsiz varlıkların nihai inancını doğrudan yansıtmaktadır.
Diğer taraftan, Trump videoda Fed başkanının seçilme mantığını açıkça ortaya koydu: "Kim faiz indirimine söz verirse, o koltuğu kapar." Bu sözler hızla tartışma yarattı. Görev süresine bakıldığında, Fed'e kamuoyunda baskı yaptığı ve hatta o dönemdeki başkan Powell'ı açıkça eleştirdiği görülüyor; uyum göstermeyen yöneticileri görevden alma girişiminde bile bulundu. Bu tür eylemler, sözde "merkez bankası bağımsızlığını" oldukça zor bir duruma soktu. Fed, ekonomik verilere dayanarak bağımsız bir para politikası belirlemeliydi ama gerçeklikte siyasi faktörlerin etkisi giderek göz ardı edilemez hale geliyor.
Görünüşte, bu iki durumun hiçbir bağlantısı yok. Ancak her ikisi de geleneksel finansal sistemin temel mantığını sorguluyor. Saylor'un özel anahtarları yok etmesi, şifrelemenin herhangi bir merkezi otoriteden bağımsız bir deflasyon modelini sergilediğini gösteriyor; Trump'ın açıklaması ise geleneksel merkez bankalarının siyasi baskı altında ne kadar uzlaşabileceğini ortaya koydu. Tüccarlar, artık Fed politikalarını tahmin etmenin ve Beyaz Saray dinamiklerini analiz etmenin, ekonomik verileri incelemekten daha faydalı olabileceği konusunda şaka bile yapıyorlar.
Karşılaştırıldığında, BTC, ETH ve XRP'nin piyasa performanslarının arkasında, yatırımcıların iki finansal sistemin yeniden değerlendirilmesi yatıyor. Fed'in politika bağımsızlığı sorgulanırken, şifreleme piyasası kendisinin manipülasyona karşı dayanıklılığını aşırı bir şekilde kanıtlıyor. Geleneksel finans ile merkeziyetsiz varlıklar arasındaki mücadele giderek daha belirgin hale geliyor.
Son bir soru: Powell bir sonraki konuşmasında, öncelikle FOMC tutanaklarına mı yoksa Beyaz Saray'ın son açıklamalarına mı odaklanacaksınız?