Kuruluşlar Bitcoin ile kazanç sağladı! Wall Street artırıyor: Trilyonlarca dolar, %2-4 Kripto Varlıklar tahsis etmeyi planlıyor?

2024'te ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Bitcoin Spot ETF'sini onayladı ve bu, Kripto Varlıklar tarihindeki bir dönüm noktası olarak görülüyor. İki yıl içinde bu karar, yalnızca piyasa dinamiklerini köklü bir şekilde değiştirmekle kalmadı, aynı zamanda Wall Street'teki finans devlerine de şaşırtıcı getiriler sağladı. Artık, ETF'nin büyük başarısının doğrulanmasıyla birlikte, daha büyük bir sermaye göçünün hazırlıkları yapılıyormuş gibi görünüyor. Morgan Stanley öncülüğündeki üst düzey yatırım bankaları, yönetimlerinde bulunan trilyonlarca dolarlık varlıkları için Kripto dünyasına açılan yeni bir kapı aralamakta.

Baskı makinesinin doğuşu

Wall Street'in tutumundaki değişikliği anlamak için öncelikle Bitcoin Spot ETF'sinin yarattığı servet etkisini görmek gerekir. Bu bağlamda, varlık yönetim devi BlackRock'un sunduğu iShares Bitcoin Trust (IBIT) kuşkusuz etkinliğin en göz alıcı yıldızı.

Verilere göre, IBIT 2024'ün Ocak ayında piyasaya sürüldüğünden bu yana, varlık yönetim büyüklüğü (AUM) 1000 milyar dolar barajına yaklaşmıştır. Daha da şaşırtıcı olanı, yılda 2.44 milyar dolardan fazla yönetim ücreti geliri ile BlackRock'un en kârlı ETF ürünü haline gelmesidir. Bu başarı, 25 yıldır faaliyet gösteren ve varlık yönetim büyüklüğü kendisinden kat kat fazla olan geleneksel yıldız fonları, örneğin S&P 500 endeksini takip eden IVV'yi bile geride bırakmıştır.

IBIT'in başarısı sadece kârlılıkta değil. Fon çekme hızı da tarihi rekorlar kırdı. Örneğin, 2025 Ekim'in ilk haftasında, tüm Bitcoin Spot ETF'lerinin tek haftalık net akışı 3.2 milyar dolara ulaştı ve bunun 1.78 milyar doları IBIT'e ait. 6 Ekim'de tek bir günde, ETF piyasası 1.19 milyar dolarlık net akış yaşadı ve bu, Temmuz'dan bu yana ilk "milyar dolarlık gün" oldu. Bu şaşırtıcı para çekme yeteneği, Bitcoin fiyatını 125.000 doların üzerine çıkararak tarihi bir zirveye taşıdı ve tüm finans camiasına kanıtladı ki: Piyasanın uyumlu ve kolay Bitcoin yatırım kanallarına gerçek ve büyük bir talebi var.

Wall Street'in Konsensüsü

BlackRock'un başarısı, sakin bir göl yüzeyine atılan dev bir taş gibi, tüm Wall Street'te dalgalar yarattı. Yatırım bankası devi Morgan Stanley hızlı bir şekilde yanıt verdi ve küresel yatırım komitesi (GIC) müşterilerin varlık dağılımına kripto varlıkların dahil edilmesini öneren tarihi bir rapor yayınladı.

Bu kılavuz son derece önemlidir, çünkü GIC, yaklaşık 16.000 finansal danışmanına strateji rehberliği sağlamaktadır ve bu danışmanlar toplamda 20 trilyon dolara kadar müşteri varlıklarını yönetmektedir. Raporun ana önerileri aşağıdadır: Aktif Yatırım Portföyü (Opportunistic Growth): En fazla %4 şifreleme varlıkları önerilmektedir. Dengeli Büyüme Yatırım Portföyü (Balanced Growth): En fazla %2 önerilmektedir. Koruyucu ve Gelir Odaklı Yatırım Portföyü: %0 tahsisatın korunması önerilmektedir.

Raporunda, Morgan Stanley Bitcoin'i "kıt varlık, dijital altına benzer" olarak tanımlayarak, çoklu yatırım portföyündeki uzun vadeli değerini kabul etti. Bu, Bitcoin'in en iyi yatırım bankalarının gözünde, saf "spekülasyon ürünü" olmaktan, tahsis edilebilecek "değer varlığı"na dönüşümünü simgeliyor.

Bitwise CEO Hunter Horsley, bu hamleyi "büyük bir atılım" olarak nitelendirerek, "Ana akım çağına giriyoruz" dedi. Morgan Stanley'nin yönettiği 20 trilyon dolarlık varlık üzerinden hesaplandığında, yalnızca küçük bir kısmı müşterilerin önerilen %2 ila %4'lük kısmı benimsemesi durumunda, kripto piyasasına 40 milyar ile 80 milyar dolar arasında ek bir fon girişi olabileceği anlamına geliyor.

Morgan Stanley'nin durumu yalnız değildir, Wall Street'te bir "şifreleme konsensüsü" oluşuyor gibi görünüyor: BlackRock: Önceden, %1 ila %2'lik Bitcoin yerleştirmesinin "makul" olduğunu belirtti. Fidelity: Araştırmalar, %2 ila %5'lik bir yerleştirmenin boğa piyasasında toplam getiriyi önemli ölçüde artırabileceğini ortaya koydu. Grayscale: Model analizleri, en iyi yerleştirme oranının yaklaşık %5 olduğunu göstermektedir.

Uzun zamandır Kripto Varlıklar karşıtı bir tutum sergileyen Vanguard bile, son zamanlarda müşterilerinin Bitcoin ETF'si ticaretini yasaklama politikasını yeniden değerlendirdiği yönünde haberler çıkıyor. Wall Street'in rüzgârı, açıkça değişmiş durumda.

Neden şimdi?

Wall Street'in kolektif dönüşü tesadüf değil, arkasında derin makroekonomik nedenler ve piyasa mantığı var.

Öncelikle, dünya genelinde giderek yaygınlaşan "değer düşürme ticareti" (Debasement Trade) üzerinde durmak gerekiyor. ABD hükümetinin sürekli mali teşvikleri ve Federal Rezerv'in faiz indirim beklentileriyle birlikte, piyasalarda doların uzun vadeli güvenilirliği konusunda şüpheler oluşmaya başladı ve "doların dışlanması" (de-dollarization) eğilimi gelişiyor. Citadel Securities'ten Ken Griffin, yatırımcıların ABD'nin egemenlik riskinden kaçınma dalgası başlattığını uyarıyor. Bu bağlamda, altın fiyatları ons başına 4000 doları aştı ve dünya genelindeki merkez bankalarının elinde bulundurduğu altın değeri, ilk kez ABD kamu tahvillerini geçti.

Bitcoin, sabit arzı ve merkeziyetsiz yapısı nedeniyle "dijital altın" olarak görülmekte ve bu para değer kaybıyla mücadeledeki bir başka anahtar oyuncu haline gelmektedir. Fonların dolar varlıklarından çıkıp, altın, Bitcoin gibi kıt varlıkları sığınak olarak araması belirgin bir trend haline gelmiştir.

İkincisi, efsanevi yatırımcıların kamuya açık destekleri de rüzgarı arkasına almıştır. Hedge fon devi Paul Tudor Jones, yakın zamanda "maliye sürekli genişleyen bir dünyada" Bitcoin'in sabit arzının onu altından daha avantajlı hale getirdiğini yineledi. Kendi yatırım portföyünde hala "tek haneli" yüzde oranında Kripto Varlıklar riski bulundurduğunu açıkladı ve mevcut piyasanın 1999'daki internet balonunun patlamasından önceki patlayıcı büyüme aşamasına benzediğini, hisse senedi piyasası ve riskli varlıkların hala büyük bir yükseliş potansiyeline sahip olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Altın boğası Peter Schiff'in buna itiraz etmesine rağmen, altındaki güçlenmenin durgunluk değil, refahı işaret ettiğini düşündüğünü belirtse de, Jones'un görüşü kesinlikle kurumsal yatırımcılara güçlü bir güven desteği sağlıyor.

Kenardan çekirdeğe

BlackRock'un IBIT'teki büyük başarısından, Morgan Stanley'nin yatırım kılavuzuna %2-%4 oranında şifreleme varlıkları eklemesine kadar, arka plandaki derin makro korunma mantığı ile birlikte, net bir manzara ortaya çıkıyor: Şifreleme varlıkları, özellikle Bitcoin, geçmişte yüksek riskli bir marjinal varlık olarak görüldüğü yerden, modern yatırım portföylerinde göz ardı edilemeyecek stratejik bir bileşen haline dönüşüyor.

Wall Street'in hareketleri net bir mesaj veriyor: Dalgalanmalara dayanabilecek yatırımcılar için sorun artık "şifreleme varlıklarına yatırım yapmalı mıyım?" değil, "nasıl yatırım yapmalıyım?". Onlarca trilyon dolarlık geleneksel fonların bu yeni varlık sınıfını ciddi şekilde incelemeye başlamasıyla, kripto pazarındaki bir sonraki yapısal dönüşüm belki de daha yeni başlıyor.