Yazar: 0xhhh
I. Giriş: Güvenin Kör Noktaları
Blockchain, güvenin devrimidir ama bu güven kapalıdır.
Matematiğe inanıyor, ama dünyaya inanmıyor.
Erken dönem blok zinciri bir mantıkçı gibiydi: akla inanıyordu, ancak algıyı reddediyordu.
Bitcoin, hash'e güven, insana güvenme; Ethereum, koda güven, girdiğe güvenme.
Böylece, bir sözleşme "ETH'nin fiyatı nedir?" diye sormak istediğinde, sessizliğe büründü.
Bu bir teknik kusur değil, felsefenin sınırıdır.
Blockchain'in belirleyiciliği dış dünya ile kesilmesinden gelir.
Güvenin kaynağı, yalnızlıktır.
Ama bağlantı yoksa, anlamı yok.
İnsanlığın güven sistemleri inşa etme tarihi, sürekli olarak "sistemi" "gerçekliği" yeniden görmeye zorlamakla ilgilidir.
Oracle, bu yarıktan uzanan ilk eldir.
Hem bağlantı, hem de kirlilik;
ve

Uniswap ve Aztec tarafından sunulan "Sürekli Likidite Müzayedesi" (CCA), yeni varlıkların fiyatlandırma ve likidite başlatma sorunlarını çözmeyi amaçlamaktadır. CCA, katılımcıların gerçek zamanlı olarak teklif vermesine olanak tanıyan, başlatıcıların kuralları belirleyebileceği esnek bir müzayede çerçevesi sunar ve sistem otomatik olarak likiditeyi temizler. Bu mekanizma, Uniswap v4'ün likidite ithalatı işlevi ile birleştirilmiş olup, Aztec'in uyumluluk aracı ZKPassport'u kullanarak katılımcıların gizliliğini garanti altına alır. Aynı zamanda, CCA sadece fiyat keşfine odaklanmakla kalmaz, aynı zamanda likiditenin başlatılmasını da yumuşatır.

Arthur Hayes, son konuşmasında şu anda gerçekten bir alts sezonunda olduğumuzu belirtti. Eğer son 18 ayda Hyperliquid ve Zcash üzerine yatırım yapılsaydı, ticaret performansı "çok iyi" olurdu.
O, %99'unun diğer alts'ların düşmesine rağmen, "bu ticaret, her şeyin yükselebileceği anlamına gelmiyor" diyerek itiraf etti.
Hayes, mevcut pazarın sabırlı, nakit bulunduran ve aşırı kaldıraç kullanmayan yatırımcılar için "sorumlu bir şekilde tahsis etmek için mükemmel bir fırsat" olduğunu düşünüyor.

Yazar: Frank, MSX Araştırma Enstitüsü
43 gün, Amerika tarihindeki en uzun süreli hükümet kapanması.
Doğu Amerika saatiyle 12 Kasım akşamı, ABD Temsilciler Meclisi, federal hükümetin geçici bütçe tasarısını onayladıktan sonra, Trump da onaylayarak bu siyasi dramın aşamalı olarak sona erdiğini duyurdu. ABD Kongresi Bütçe Ofisi'nin tahminlerine göre, altı haftalık bir duraklama, ABD GSYİH'sında %1,5'lik bir azalmaya neden olabilir ve net kayıp yaklaşık 11 milyar dolar olacaktır.
Kaynak: Beyaz Saray resmi web sitesi
Ancak daha gizli ve daha karmaşık bir sorun ortaya çıktı: duraksama, ABD istatistik sistemini kesintiye uğrattı. İstihdamdan enflasyona, GSYİH'dan perakende satışa kadar, günlük, haftalık ve aylık olarak yayımlanması gereken kritik ekonomik verilerin büyük bir kısmı eksik kaldı. Özellikle tarım dışı istihdam gibi istihdamla ilgili temel veriler, Federal Rezerv'in para politikası belirlemedeki kritik dayanak noktasıdır ve doğrudan faiz indirimleri gibi önemli önlemlerin alınmasını etkiler.

04 Yansımalar ve Beklentiler
4.1 Temkin Adımlar: Halka Açık Olmayan Şirketlerin Hisse Senetlerinin Tokenleştirilmesinin Temel Engelleri
Halbuki halka arz edilmeyen şirketlerin hisse senedi tokenleştirilmesi, trilyon dolarlık pazarı yeniden şekillendirme potansiyelini gösterse de, mevcut gelişimi hala çok erken aşamadadır ve çözülmesi gereken dört ana temel engelle karşı karşıyadır.
1. Uyum Zorluğu: Hükümet Düzenlemeleri ve Şirket Hukuku İkili Saldırısı
Uyum sorunları, şu anda halka açık olmayan şirketlerin hisse tokenleştirmesiyle karşılaştıkları en önemli ve en karmaşık engeldir. Halka açık hisse senetlerinin tokenleştirilmesinin aksine, halka açık olmayan şirketlerin hisselerinin tokenleştirilmesi sadece SEC (Amerikan Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu) gibi kurumların menkul kıymetler yasası denetimiyle değil, aynı zamanda hedef şirketin kendisinden kaynaklanan hukuki risklerle de karşı karşıya kalmaktadır.
Özellikle SPV dolaylı sahiplik modeli, esasen hedef şirketin hissedar sözleşmesindeki devretme kısıtlaması (Transfer Restrictions) hükümlerini aşarak düzenleyici arbitraj yapmayı amaçlamaktadır. Yakın zamanda, Ope

Optimism ilk TGE'nin L2'si olmasına rağmen, Arbitrum L2 dalgasının gerçek öncüsüdür. 23 yılı H1'de, Kore Balinaları GMX'te canlı yayın yaparak sözleşme ticareti yapıyordu, Merkezi Olmayan Finans Degen'leri GLP Lego kombinasyonlarıyla Yield Farming yapıyor, yerel topluluklar eski kedi köpek Meme coin'leriyle birlikte spekülasyon yapıyordu. Arbitrum, 23 yılı bahar piyasasının en göz alıcı bölgelerinden biriydi.
Ama bu, Arbitrum'un yerel tokeni ARB'nin destansı TGE'si ve airdrop'undan sonra, çiçekler gibi parlayan bu ekosistem zenginliğinin sona erdiğini gösteriyor.
25 yıl 11 ayı itibarıyla geriye dönüp bakıldığında, bu durumun ortaya çıkmasının temel nedenleri üç tanedir:
--Arbitrum'un epik airdrop'unun yarattığı devasa olumlu dışsallık, rakipler ZkSync, Starknet, Linea tarafından ele geçirildi;
--o zamanlar gökyüzünün kralı L

Warden Protokolü'nden bahsedelim, AI Agent alanında birçok rakip varken, Warden dar bir niş seçmek yerine doğrudan "büyük ve kapsamlı" bir yol seçti. Peki, bunu nasıl yapacak?
Kısacası, Warden'ın hırsı, C son kullanıcısından müşteri kazanımı, geliştirme araçları, dağıtım ve gelir elde etmeye kadar, App-Studio-Hub-Chain dört katmanlı mimarisini kapsamaktadır; tüm endüstri zincirini tek seferde ele alıyor.
Bu oyun tarzı AI Ajansı alanında pek yaygın değil, çoğu proje ya uygulama katmanında virtuals gibi ısrar ediyor ya da altyapı zincirinin performansına odaklanıyor, örneğin Kite AI, ya da veri analizi yapmaya çalışıyor, örneğin
Unifai Ağı...
Dikey alanlarda en büyük avantaj, boğazdan tutulmanın kolay olmasıdır, örneğin geçen AI dalgasında.

Ripple Başkanı CNBC'de, ödemelerin Blok Zinciri'nin en önemli uygulaması olduğunu belirtti ve bu alana daha fazla katılımcının girmesinin olumlu bir sinyal olduğunu ifade etti. Sektörün geleceğinin entegre olacağını vurguladı, anahtar ise Blok Zinciri ile geleneksel ağların Uyumluluk bağlantısını sağlamakta. Asya Pasifik bölgesi, şifreleme uygulamalarının lideri haline geldi ve hacim yükselişi kaydedildi.

Yazar: Nancy, PANews
Amerika Birleşik Devletleri'nde "GENIUS Yasası" Temmuz ayında yürürlüğe girdikten sonra, "stabilcoin birinci hisse senedi" Circle, yeni politikalar sonrası ilk mali raporunu açıkladı. Gelir biraz beklenenden yüksek olsa da, hisse fiyatı yine de düştü; bunun nedeni, kar yapısının tekdilli olması, kârın değerinin düşük olması ve artan faiz oranları baskısı ile serbest bırakılacak büyük hisse senedi miktarının yarattığı kısa vadeli endişeler. Ancak Circle, Arc blok zinciri, USYC tokenlaştırılmış para fonu gibi yeni iş alanlarıyla, ikinci büyüme hattını yaratma ve gelir kaynaklarını çeşitlendirme çabası içinde, faiz oranlarına bağımlılığı azaltmayı hedefliyor.
USDC, gelir bayrağını yükseltiyor, dağıtım maliyetleri kâr marjını daha da eritiyor.
Circle'ın son finansal raporu, bu çeyrekte toplam gelirinin 7,4 milyar dolara yakın olduğunu gösteriyor. Bu çeyrekte USDC rezerv gelirleri 7,11 milyar dolara ulaşarak, yıllık %60 büyüme gösterdi ve toplam gelirin %96,1'ini oluşturdu (geçen yılın aynı dönemine göre hafif bir düşüş).

"Bankasızlaşma"dan "Bankaların Zincir Üzerine Geçişi"ne
Son on yılda, dijital para anlatısı "merkeziyetsizlik" ile şekillendi. Bitcoin, egemen para sistemine meydan okudu, stablecoin'ler ödeme mantığını yeniden şekillendirdi, merkeziyetsiz finans (DeFi) bir ara bankaları yavaş ve hantal hale getirdi.
Ancak 2024'ten itibaren bu denge tersine dönmeye başlıyor - bankalar yeniden sahneye çıkıyor. Artık kibirli bir şekilde tarafsız durmuyorlar, "tokenleştirilmiş mevduatlar" silahını kullanarak dijital para biriminin egemenliğini geri almaya çalışıyorlar.
Tokenleştirilmiş mevduat yeni bir para değildir, bankacılık mevduatının zincir üzerindeki yansımasıdır. Her bir token, gerçek hesap bakiyesini temsil eder, hem stabilcoin'in zincir üzerindeki likiditesine sahiptir hem de bankanın yükümlülüklerinin yasal geçerliliğini korur. Bu, finansal dijitalleşmenin "ikinci aşamasına" girdiğini gösterir: kripto dünyasındaki "merkeziyetsiz başkaldırış"tan, bankacılık sisteminin "kurumsallaşmış zincirleme" aşamasına geçiş.
Singapur: Zincirlerarası etkileşimde kurumsal öncü
Singapur'un DBS Bankası (

Ethena'nın stablecoin'i USDe, büyük çapta bir sermaye çıkışı yaşıyor. Sirkülasyon Kaynağı, zirve dönemine göre yaklaşık 6.5 milyar coin azaldı. Piyasa duygusunun soğuması ve getiri oranlarının düşmesi başlıca sebepler arasında. Sermaye çıkışları ve ölçeklenebilirlik sorunlarıyla karşılaşmasına rağmen, Ethena'nın operasyonları hâlâ oldukça stabil ve şeffaf, ancak piyasa ortamındaki değişikliklerin getirebileceği risklere dikkat edilmesi gerekiyor.

Bir: "Kıtlık" İnanca Dönüştüğünde
Finans dünyasının anlam haritasında, "enflasyon" genellikle bir düşman olarak görülmektedir.
Kripto dünyasında ise "enflasyon" yeniden tanımlanmış bir felsefedir.
Bitcoin ve Ethereum - bugüne kadar en etkili iki halka açık blok zinciri - aynı soruya yanıt veriyor: Para nasıl yaratılmalı, dağıtılmalı, kontrol edilmeli ve yok edilmelidir?
Satoshi Nakamoto'nun 2009 yılında belirlediği 21 milyon Bitcoin sınırı, insanlık dijital tarihinin en ünlü dijital sembollerinden biri haline geldi. Bu bir sembol olduğu kadar bir inançtır: Kıtlık güvendir.
Buna karşılık, Ethereum'un başka bir inancı vardır: sınırsız esnek arz. Kesin bir formül ile tanımlanmayı reddeder, ancak karmaşık yakma ve ödül mekanizmaları ile dinamik bir dengeyi sürdürür.
İki para politikası, biri durgun diğeri hareketli, iki medeniyetin anlatı yolu gibi - biri klasik "altın standardı", diğeri organik evrilen "para ekolojisi".

Lighter 68 milyon dolar finansman sağladı, değerlemesi 1.5 milyar dolar oldu ve Perp DEX işlem hacmi lider projelerden biri haline geldi. Kamu testi kullanıma sunuldu ve Noel döneminde token airdrop'u yapılması planlanıyor. Kullanıcılar, gelecekteki token kazanmak için puan toplama etkinliklerine katılabilir.

Orijinal Başlık: Jim Chanos'un Michael Saylor'u Nasıl Yendiği: MSTR Kısa, BTC Uzun
Orijinal Yazar: Proto Staff
Çeviri: Peggy, BlockBeats
Editör Notu: Strateji "Şirket aracılığıyla Bitcoin tutmak" inanç haline geldiğinde, Jim Chanos ters yönde bahis yapmayı seçti: MSTR'yi kısa, BTC'yi uzun pozisyona aldı.
Görünüşte çelişkili olsa da, özünde aynıdır: Her iki taraf da piyasanın yapısal sapmalarını kullanıyor, biri inançla kaldıraç yaparken, diğeri rasyonellikle balonları çözümlüyor. Bu değerleme ve likidite mücadelesinde, inanç ve şüphe net çizgilerle ayrılmış değil, birbirinin yansıması olan iki seçenek.
İşte orijinal metin:
Wall Street'in ünlü "küçümseyici" yatırımcısı Jim

2025 yılında kripto piyasası yüksek volatilite ve aşağı yönlü baskılarla karşı karşıya, ana akım Token fiyatları geriliyor, yatırımcı güveni düşük seviyede. Piyasa arzı fazla, sermaye zinciri sıkışık, işlem zorlukları artıyor. BTC ve stabilcoinler dikkat çekiyor, likiditenin piyasanın toparlanmasını sağlayacağı öngörülüyor, stabilcoinler ise kademeli olarak finansal altyapının temel unsuru haline geliyor.

Yazar: Nancy, PANews
11 Kasım'da, DEX lideri Uniswap geri alım ve yakım mekanizması önerisiyle büyük yankı uyandırdı ve token değer yakalama yöntemleri konusunda piyasa tartışmalarını ateşledi. Bu tartışmalara Curve ve Solana gibi yöneticiler de açıkça kendi görüşlerini dile getirdi.
Geleneksel borsada, geri alım, iptal ve temettü ödemeleri yaygın sermaye yönetimi araçlarıdır. Özellikle piyasa düşük seyredip kâr beklentileri baskı altındayken, bu tür adımlar genellikle "dengeleyici" olarak görülür. Günümüzde, bu piyasa değeri yönetim araçları kripto piyasasında da giderek yaygınlaşıyor; daha fazla proje, token değerini artırmak, sahiplerin güvenini güçlendirmek ve pozitif teşvik döngüleri kurmak amacıyla bu yöntemleri kullanmaya başladı.
Geri alımın popüler strateji haline gelmesi, şeffaf uygulama ve piyasa ortamına bağlı olarak etkili olur
Geri alım denilen şey, şirketin elinde bulunan kullanılabilir fonları kullanarak, halka açık piyasada kendi dolaşımdaki hisselerini satın almasıdır. Bu sayede toplam hisse sayısı azalır ve piyasa güveni artırılır.